Klasik hilye formunun dışına çıkılarak dairevi bir kompozisyon elde edilmiştir. Yazının merkezinde sülüs hatla "Muhammed∫" yazılıdır. Beynessütur bezemeli metin Hz. Ali‘nin naklettiği şekilde Hz. Muhammed‘in dış görünüş özelliklerini içermektedir. Kompozisyonun en üst kısmında sülüs hatla "Besmele" mevcuttur. İç metinle madalyonlar arasında gubariye yakın bir nesihle "Yasin Suresi" yazılıdır.

Klasik hilye formunun dışına çıkılarak dairevi bir kompozisyon elde edilmiştir. Yazının merkezinde sülüs hatla “Muhammed” yazılıdır. Beynessütur bezemeli metin Hz. Ali‘nin naklettiği şekilde Hz. Muhammed‘in dış görünüş özelliklerini içermektedir. Kompozisyonun en üst kısmında sülüs hatla “Besmele” mevcuttur. İç metinle madalyonlar arasında gubariye yakın bir nesihle “Yasin Suresi” yazılıdır. Besmele‘nin sağından başlayarak madalyonların içlerinde sırasıyla; “Allah, Ebubekir, Osman, Ali, Hasan ve Hüseyin”, “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik” ayeti ile cennetle müjdelenen Ashab-ı Kiram‘ın (Peygamberin arkadaşları) isimleri; “Hamza, Zübeyr, Abdurrahman, Ebi Vakkas ve Ömer” yer almaktadır. Sarı zemini çevreleyen yeşil yivli siyah çerçevenin etrafı mavi zemin üzerine altınla barok tarzında tezhiplenmiştir. Formu ve kompozisyon özellikleri itibariyle nadir bulunur bir eserdir.

Hocası; Hulusi Efendi, aharlı kağıt üzerine is mürekkebi ve dört satır mail talik hatla kaleme alınmış eserde Farsça, mealen; Mevlana Celaleddin Rumi‘nin ünlü rubaisi; “Gene gel gene ne olursan ol, ister kafir ol, ister ateşe tap, ister puta, ister yüz kere tövde etmiş ol, ister yüz kere bozmuş ol tövbeni, umutsuzluk kapısı değil bu kapı, ne olursan ol yine gel” yazılıdır. Ketebede, Vehbi Efendi‘nin Hulusi Efendi‘nin talebesi olduğu belirtilmiştir. Köşebentleri ve çevresi klasik üslupta tezyin edilmiştir.