“Yeniköy Muharebesi”
“Des Col. M. Djelaleddin” imzalı, kâğıtüzerine suluboya.
Eserin altında Fransızca “Deuxieme Bataille D’Yeni Kioy, Gagnèe sur les Mantanegrihs par S.E. Abdi Pacha le” ve Os ... manlı Türkçesi ile “Devletlü Abdi Paşa Hazretlerinin komandosu ile sene 1278 (M. 1861) Karadağ eşkiyası ile Yeniköy’de vuku bulan ikinci muharebenin resm-i mücessemidir, (Miralay) M. Celaleddin” yazılıdır.
30 x 42 cm.
Osmanlı – Karadağ Savaşı (1861–1862)
Karadağ Prensliği ile Osmanlı İmparatorluğu arasında 1861-1862 yılları arasında gerçekleşen bir savaştı. Savaşın sonucunda Karadağ Osmanlı hakimiyetini tanımak zorunda kalmıştır.
1861’de Karadağ, komşuları tarafından Hersek’te bir isyana teşvik edilmiştir. Ömer Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri önce yenilmiş ama sonunda galip gelmiştir. Karadağlılar, Büyük Güçler tarafından baskı altına alınmış ve bu güçlerini Hersek’te savaşmaktan alıkoymuştur. Osmanlı Ordusu daha sonra Karadağ’ı ele geçirmiştir. Ostrog Manastırı’nın Mirko Petrović tarafından başarısız savunmasından sonra Karadağlılar yenilmiştir.
Savaş, 31 Ağustos 1862 İşkodra Barışı ile sona ermiş, Karadağ, Osmanlı hükümdarlığını kabul etmek zorunda kalmıştır. Osmanlılar Karadağ'ın iyi niyetini kazanmak istediğinden 1859 sınırlarına geri dönülmüş, Karadağlıların Osmanlı topraklarından silah dışında her türlü mal ithal etmelerine ve tarım arazileri kiralamalarına izin verilmiştir. Devamını Oku

“Kiraz sepeti”
Osmanlı Türkçesi ile imzalı (okunamadı), Hicri 1328 (M. 1910) tarihli, duralit marufle mukavva üzerine yağlıboya.
32,5 x 59,5 cm.

“Ayva satıcısı”
“Kismet” imzalı ve 1914 tarihli, ahşap panel üzerine yağlıboya.
22 x 15,5 cm.

“Hoca”
“D.M.” inisyalli, kâğıt üzerine suluboya.
22,5 x 17,5 cm.

“Peyzaj”
İmzalı, 1933 tarihli, mukavva üzerine yağlıboya.
35,5 x 49,5 cm.

“Küçüksu”
İmzalı, tuval üzerine yağlıboya.
50 x 73 cm.
* Özel Koleksiyon.
* Referans; eserin 11x15 cm. ebatlarındaki poşadı, Roche Kültür Yayınları “İbrahim Sâfi” kitabının 145. sayfas ... ında yayınlanmıştır.
İbrahim Safi’nin “İstanbul Peyzajı”
Sanatçının sanat anlayışının ilk esinleri Moskova’da atılmıştır. Burada geçirdiği güzel sanatlar eğitiminin ilk yıllarından başlayarak Rus ressam İlya Repin, Safi’nin resimlerine esin kaynağı olmuştur. Romantik Rus resminin değerlerini, İstanbul’da geçirdiği öğrenimi süresince, empresyonist yorumlarla birleştirmiştir.
İbrahim Safi, İstanbul’a ait yorumlamalar yapan sanatçılar arasına bu duyarlıkla katılmıştır. Özellikle İstanbul Limanı, Karaköy, Sarayburnu ve Ortaköy’den başlayarak Boğaziçi sahillerini resimlemiştir. Onun İstanbul resimlerinde ortaya koyduğu ayrıcalık, figüratif görünümler üzerinde yoğunlaşmasıdır.
Safi, sahillerde dolaşan, sokaklarda gezinen, güneşlenen, denize giren insanların yaşadığı İstanbul resimlerinin ressamıdır. Semt semt dolaştığı İstanbul’u, günün farklı saatlerinde ve farklı mevsimlerde, aynı açının çok az fark gösteren görünümlerini defalarca resimlemiştir. Aynı manzara karşısında farklı ışık değerlerinin yarattığı değişimi izleyerek ürettiği resimler Empresyonist duyarlığının kanıtıdır.
Safi’nin boğaza bakışı mimari anıtlarla tanımlanan kültür ve sanat şehri İstanbul’un eşsiz görünümleri anlamını taşımaktadır. Bunlarda insanlar, günlük yaşamlarının anlık görünümlerinde resimlere katılmaktadırlar. Bu nedenle İbrahim Safi’nin uzun yaşamında tükenmeyen bir enerji ile tekrarladığı İstanbul’un çeşitli görünümleri, gene tükenmeyen bir enerji ile her seferinde ilk kez kuruyormuş gibi heyecanla kurduğu lekesel renk ve ışık armonilerinin canlı ve yaşamsal armonileridir. (K.Giray) Devamını Oku

“Ayı oynatıcısı”
İmzalı ve tarihli (?), “Constantinople” ibareli, kâğıt üzerine suluboya.
40 x 25 cm.
* Asuman Köprülü Koleksiyonu.
J. Pavlikievich (1893-1936); 20. yüzyılın ilk on y ... ılında İstanbul, Türkiye’de aktif olan Rus kökenli bir suluboya ressamıydı. Hayatına dair çok az şey bilinen sanatçı, Sovyet Devrimi’ni izleyen Rus iç savaşında Bolşeviklere karşı mücadele ettikten sonra Güney Kırım’a ve ardından İstanbul’a gelerek yaklaşık 1925 yılına kadar burada yaşamıştır.
Sanatçının eserleri dünya çapında birçok müzayede evinde satılmış ve hayatı, eğitimi veya diğer başarıları hakkında hiçbir şey bilinmemesine rağmen sadece eserlerinin gücüyle yüksek fiyatlara alıcı bulmuştur. J. Pavlikevich’in çalışmalarının örnekleri, “Views of Russia & Russian Works on Paper” ve “Russian Orientalism & Constantinople” gibi önemli birçok kitapta yayınlanmıştır. Devamını Oku

“Boğaz’da iki çifte kayık”
İmzalı, 1849 tarihli, tuval üzerine yağlıboya.
30 x 51 cm.
Adolphe Hippolyte Couveley (1802/05-1867)
Aslen Couvelet denizcilik konularında uzmanlaşmış bir Fr ... ansız ressam ve taş baskı ustasıydı. Babası Jean-Baptiste Couvelet tanınmış bir ressam olup, ona ilk derslerini vermiştir. 1834’te Salon’da ilk kez sahneye çıkmıştır. Bunu 1835’te Brittany ve Londra’ya yaptığı bir gezi izlemiştir. İngiltere’deyken biraz Anglomania’ya kapılmış ve soyadını “y” ile yazmaya başlamıştır. 1837’de Dijon Salonu’nda sergilediği resimler bu tarzda imzalanan ilk resimlerdi. 1845 yılında Le Havre şehri ondan yeni şehir müzesinin düzenlenmesine yardım etmesini istemiş ve o da müzenin ilk küratörü olmuştur. 1859’da Legion de Honnor nişanı almıştır. Başarılı bu Fransız ressamın eserleri sık sık Paris Salonu’nda sergilenmiş British Museum dahil çeşitli koleksiyonlarında yer almıştır. Devamını Oku

“Dolmabahçe”
İmzalı, (1)929 tarihli, karton üzerine yağlıboya.
50 x 70 cm.
* Asuman Köprülü Koleksiyonu.
Şefik Bursalı’nın Sanata Bakışı; Kendisini daha çok “manzara ressamı olarak” b ... ilsek de natürmort ve portre üzerine de çok sayıda resim yapmış olan sanatçı bir söyleşisinde; “Peyzajcı Şefik diye bilinirim. Peyzaj’ı çok sevdiğim ve çok yaptığım doğrudur. Ama natürmort ve portre yapmadan, orada tatmin bulamadan ve başkalarını tatmin etmeden ressamlık eksik kalır” (E. Karaesmen, Atelyelerin İçinden) diye ifade etmiştir. Sanatçının müzelerde görülen ve reprodüksiyon olarak dergilerde basılan resimlerinin çoğu peyzajlardır.
Şefik Bursalı sanat hayatı boyunca belli bir akımın temsilcisi olmayarak bağımsız kalmayı tercih etmiştir. Çok önemli hocalarla çalışan Bursalı’nın eserlerinde, onlardan edindiği anlayışın izleri vardır.
Soyut sanata pek ilgi duymayan ressam, daha çok natürmort, peyzaj çalışmaları yaparak, yaşadığı şehirlerin doğasını resimlerine yansıtmıştır. Tablolarında daha çok sarı sıcak renk uyumlarını tercih etmiştir. Şefik Bursalı sadece gördüğünü tuvaline yansıtan bir ressam olmamış, kendi duygu ve düşünceleri ile birlikte kültürel bir sentez oluşturmuştur.
Resmi bir tutkuya dönüştürdüğünü ve Türkiye’den karakteristik peyzajlar yapmayı sevdiğini belirten sanatçı, resmi sevdiği kadar sevdirmek için çalıştığını da belirtmiştir. Kendisini bir çeşit “izlenimci” olarak nitelemiştir.
Ölümünden yaklaşık bir sene evvel kendisi ile yapılan bir röportajda, üslubuna yönelik şu sözleri, eserlerindeki tercihi çok net olarak ortaya koymaktadır: "...Benim karakterimde, yaradılışımda tabiata karşı bir temayül var. Resmimi natüre, tabiata dayanarak yaparım. Bana sorarsanız; benim yaptığım “natürmort”u da kimse yapamaz. Ben tam 10 sene Akademide desen çizdim...10 sene... Üç yılda talebeliğimi bitirmek lazımken 10 sene çalıştım...” Devamını Oku

“Peyzaj”
İmzalı, tuval üzerine yağlıboya.
75 x 64 cm.

“Tarihi Moda İskelesi”
İmzalı, tuval üzerine yağlıboya.
40 x 55 cm.

“Osmanlı Beyefendisi”
İmzalı, Cairo 1918 tarihli, tuval üzerine yağlıboya.
84 x 62,5 cm.
Oskan Chimchidian (1867-?)
Sivas'ta doğan Oskan, Ğalamyan Okulu’nda öğrenim görmüştür. Ortaokul ... dan sonra resim çalışmalarına başlamıştır. Sivas ve Şebinkarahisar’daki Ermeni kiliseleri için dini temalı tabloların yanı sıra tezyinat çalışmaları yapmıştır. 1903’te Mısır’a gitmiş, Kahire’ye yerleşmiştir.
1918’de Paris’e giden sanatçı, bir süre Académie Julian’a devam etmiş, Louvre ve Lüksemburg müzelerinde çalışmıştır. Daha sonra Mısır’a dönen sanatçı resim çalışmalarına devam etmiş, Kral Faruk için tablolar hazırlamış, saraydaki prens ve prenseslere resim dersleri vermiştir.
Ressam Oskan sipariş üzerine de çalışmalar yapmış, birkaç resim ya da tablodan bazı detaylar kullanarak tablolarda yaratmıştır. (Ref: Garo Kürkman, Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar) Devamını Oku